Mahalli idareler seçimi öncesi siyasi gündemin nabzını tutmaya çalışıp, okurlarımıza en sağlıklı politik bilgileri vermeye gayret ettiğimizi belirtmek istiyorum.

Bugün biraz duygusal yaklaşacağım konuya. Baştan belirteyim, sonra kızmasın okurlarımız.

Ardahan’ın kaderi söz konusu olunca, herkesin koyu bir Ardahanlı, koyu bir memleketsever olduğuna inancımız tamdır.

Ardahan insanı, tarihi kanla imlek imlek örülen milletimizin en temel yapı taşlarını oluşturmaktadır.

Anadolu’nun kapısı Malazgirt’ten Türk’lere açılsa da asıl kapının Ardahan olduğunu tüm tarihçiler kadar Ardahanlılar da iyi bilmektedir.

Nitekim yakın tarihimizde Ermeni, Rus ve Gürcülerin bu topraklarda ki emelleri, sayısız kan ve gözyaşını toprağa düşürmüştür.

Yine milli mücadele verdiğimiz dönemde Ardahan insanı, işgalin yanında yer almayıp, milli mücadelenin tarafı olduğunu Tarihi Kongre Binasında ev sahipliği yaptığı kongrelerle bir kez daha ortaya koymuştur.

Böylesi kadim ve serhat bir kentin gelişmesi ve şehir imajına kavuşması isteğimizin karşısında hangi güç durabilirdi?

Ülkemizin modern yapılara, modern işletmelere, modern kentleşmelere gittiği bir süreçte Ardahan elbette ki geride kalamazdı.

Ardahan insanı da modern, daha yaşanabilir bir kentte yaşamanın gururunu yaşamalıydı.

Şimdi bir Ardahanlı olan siz sevgili okurlarıma sormak istiyorum. Öyle çok uzak tarihlere de gitmeyeceğim.

Ardahan’ın geçmiş 10-20 yılıyla bugününü kıyasladığınızda ne görüyorsunuz?

Cevabını siz verdiğiniz için ben konuma dönmek istiyorum.

Ardahan insanı, batıda ki büyük şehirleri bırakın bir Erzurum’a, bir Trabzon’a, bir Rize’ye gittiğinde karşılaştığı şehir manzarasıyla karşılaşmak istiyor. Ardahan insanı, modern bir kentte yaşamak, modern işletmelerden alışveriş yapmak, modern park ve bahçelerde dinlenmek, modern tesislerde kafa dinlemek, modern yapılarda yaşam sürmek, modern imkanlarla ısınmak istiyor. Ardahan insanı, kendisini ziyaret eden, kendisiyle sohbet eden, kendisinin ayağına gelen, kendisinin derdiyle dertlenen başkan istiyor.

Siz Ardahan’da bu imkanları sağladığınız, bu imkanlara ön ayak olduğunuz takdirde Ardahanlının istediği adam olursunuz ve içiniz çok rahat olur. Yok eğer siz imkansızlıklarınız bahane gösterip, kentin isteklerine kayıtsız kalmışsanız, mahcup bir şekilde kıvranıp durursunuz.

Şimdi bu zor göreve talip olmak isteyen adayların ismi duyulur oldu.

Kimisinin projesi, kimisinin özlemleri var. Kimisi vekil olamadım bari başkan olayım, kimisi de insanlar ‘başkanım’ desin derdinde. Araştırıyoruz, bilgi alıyoruz, bazısı da adım duyulsun, görev yerimde ki kadrom sağlamlaşsın istiyor. Öyle ki siyasi görüşüyle bir göreve gelip, sonra çeşitli entrikalar çerçevesinde siyasi görüşünü yarı yolda bırakıp, iktidar partisine yanaşacak kadar çıtayı düşüren isimler var.

Çok açık söylüyorum; böylesi bir ortamda partiler hangi kararı verirse versin, Ardahan insanı her zaman inandığını söylemekten ve o yönde karar vermekten geri durmayacaktır.