Bugun...


Doğan Topkaya

facebook-paylas
Startup ruhuyla çevik ve hızla harekete geçmeliyiz
Tarih: 20-08-2018 10:33:00 Güncelleme: 20-08-2018 10:33:00


 

Öncelikle Boş Lafla Teknoloji Millileşmez! Bunu kabullenmeliyiz. Sonra harekete geçmeliyiz.

Son zamanlarda belki de en çok duyduğumuz en trend konudur Yerli ve Milli Teknoloji. İnternet bizi birbirimize bağlarken, internete bağlandığımız ve internetin bağlı olduğu cihaz sayısı her geçen gün hızla artıyor. Bugün internete bağlı cihaz sayısı 12 milyar tahmin ediliyorken, bu rakamın 2020 yılında 50 milyar civarında olması öngörülüyor. Birbiriyle haberleşen makineler iş maliyetleri verimli kullanmaya fayda sağladığı gibi, endüstri devrimi olarak da adlandırılan bu köklü değişim teknolojik fırsatları da beraberinde getiriyor. Bu süreç hem üretim hem de tüketim alışkanlıklarında büyük değişiklikler ortaya koyuyor. Özellikle nesnelerin interneti, ileri robot teknolojileri, büyük data analizleri, mobil çözümler daha verimli ve çevik üretim imkânı sunuyor.

Evet. Biraz bu konuya kısaca değinelim.

1.            Endüstri devrimi 18. yüzyılda buharla makineleşme ve fabrikaların ortaya çıkması

2.            Endüstri devrimi 20. yüzyılda elektrik enerjisi kullanılmasıyla ortaya çıkar. Aynı zamanda modern sanayi felsefesinin babası olan Henry Ford Model T’nin seri üretime başlar.

3.            Endüstri devrimi ile 1970’lerde üretim süreçleri, bilgi teknolojileri ve otomasyon süreçlerinin kullanılmasıyla ortaya çıkar.

4.            4. endüstri devrimi ise 2010 yılında gündeme gelen yeni bir süreç. Artan akıllı cihazlar ile bütün süreçlerin, ürünlerin "akıllanması"nı gözlemliyoruz. İnsansız teknoloji devrimi adını da verebiliriz.

Araştırmalar gösteriyor ki Türkiye bu yeni sürece oldukça hazırlıksız. İki engel var önümüzde (1) farkındalık çok düşük, (2) yetişmiş insan gücü eksik.

Biz ilk üç endüstri devrimini kendi iç meselelerimizle meşgulken, ıskaladık.

Eski Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık’ın da belirttiği gibi “Bu sanayi devrimine geç kalma lüksümüz bulunmuyor.”

Teknolojiyi sadece kullanan bir ülke değil, ileri teknoloji üreten bir ülke konumuna hızla geçmek için öncelikle matematik, fen eğitimine verdiğimiz önemi hızla artırmalı, küresel ölçekte rekabet edebilen mühendislerimizin sayısını yükseltmeliyiz.

Aksi taktirde ilk üçünü ıskaladığımız gibi, 4. endüstri devrimini de kaçırma tehlikesi ile karşı karşıya kalabiliriz. Yarınlarımızın sürdürülebilir hikayesini bugünden yazalım. Bu hikâyenin odak noktası, ileri teknolojilerin millileştirilerek ekonomimizin merkezinde yerini alması ve bizim ileri teknoloji üreten ve ihraç eden bir ülke haline dönüşmemiz olmalıdır. Bunun için de insan kaynağını doğru eğitmek ve doğru kullanmak gerekiyor. Sonuç olarak; arkası boş, bilimden ve gerçeklikten uzak kaynaklara dayandırılan açıklamalardan, sözlerden uzak durmalı ve bir an önce aksiyon almalıyız.

Evet, artık teknoloji konusunda sürdürülebilir bir hikayemiz olmalı.


Doğan TOPKAYA
20.08.2018
 





FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YUKARI