Bugun...


Yaşar Geler

facebook-paylas
Son nokta 30 Ağustos!
Tarih: 30-08-2018 20:19:00 Güncelleme: 30-08-2018 20:19:00



Neden son nokta diyecek olduğunuzu tahmin edebiliyorum. Çünkü bu savaşla son nokta konulmuş ve Türkiye Cumhuriyetinin temelleri atılmaya başlanmıştır. Atatürk'ün başkomutanlığında yapıldığı için Başkomutanlık Meydan Muharebesi adıyla da bilinen Büyük Taarruz ‘un başarıyla sonuçlanmasından sonra Yunan orduları İzmir'de denize dökülerek ve 9 Eylül 1922'de İzmir'in kurtarılmasıyla Türk toprakları Yunan işgalinden temizlenmiştir. İşgalci ülkelerin birliklerinin Anadolu sınırları dışına çıkarılması daha sonra gerçekleşse de, 30 Ağustos, ülke topraklarının tamamen düşmandan temizlendiğini ifade eder. İlk kez 1924 yılında Afyon'da Başkumandan Zaferi adıyla kutlanan 30 Ağustos günü, Türkiye'de 1926'dan itibaren Zafer Bayramı olarak kutlanmaktadır.

Mustafa Kemal Atatürk, 30 Ağustos 1922’deki Büyük Zafer’i, 1924 Dumlupınar konuşmasında şöyle anlatmıştı:

“Ulusal tarihimiz çok büyük, parlak zaferlerle doludur. Ama Türk Ulusunun burada kazandığı zafer kadar kesin sonuçlu, yalnız bizim tarihimize değil, dünya tarihine de yeni bir akım vermekte kesin etkili bir meydan savaşı daha hatırlamıyorum.

Türk Devleti’nin, genç Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli burada sağlamlaştırıldı, ölümsüz yaşayışı burada taçlandırıldı. Bu alanda akan Türk kanları, göklerde uçuşan şehit ruhları, devletimizin, cumhuriyetimizin ölümsüz koruyucularıdır.”

İşte tam da bu yüzden bu zafer için, 30 Ağustos için SON NOKTA diyebiliriz.

Bu günü anlayabilmek için geçmiş tarihsel süreçlere bir göz atmakta yarar vardır. Bunun için de öncelikle Türklerin Anadolu’ya gelişleriyle başlamak gerek diye düşünüyorum.

Büyük Selçuklu İmparatorluğunun kurulması ve Türklerin İslam dünyasına hâkim olmaları İslam medeniyeti ve Müslüman kavimlerin tarihinde bir dönüm noktası teşkil eder. Büyük Selçuklu İmparatorluğunun kuruluşu ile gerçekleşen devrimlerden biri de, hiç şüphesiz, Yakın Doğu’nun ve özellikle de Anadolu'nun fethedilmesi ve Türkleşmesidir. Türkiye Selçukluları devleti İran'da 1040 yılında kurulan Selçuklu İmparatorluğundan otuz beş yıl sonra, 1075 de, kurulmuştur. Bu olay, Sultan Alparslan’ın 1071 Malazgirt Zaferi’nden sonra, büyük bir Türk nüfusunun Anadolu'ya göçmesiyle mümkün olmuştur.

Tarihin en büyük dönüm noktalarından biri olan 26 Ağustos 1071 Malazgirt Zaferi ile Bizans’ın direnişi kırılınca ve artık Türkler karşısında bir ordu kalmayınca, Türkmenler Anadolu'da yayılmaya ve yurt kurmaya başlarlar. Uzun süre süregelen Selçuklu Devleti 1297 yılından sonra gerilemeye başlar ve süreç sonunda 1299 yılında Osmanlı Devleti’nin kurulmasıyla Türk devletleri geleneği sürdürülür. 624 yıl aralıksız Türk Devleti geleneği tüm dünyaya hükmeden bir süreci kullanabilmeyi başarmıştır. Ancak Osmanlı Devleti 300 yıla yakın dünyaya tam hükümran olarak sürdüğü yönetimini, Sokullu Mehmet Paşa’nın 1579 yılında ölümünden sonra duraklama dönemine girilmiş ve 1699 Karlofça Antlaşması’na kadar geçen dönem duraklama dönemi olarak bilinmektedir.

Bu süreçte;

Devlet yapısı ve yönetimi, Ordu ve Donanma ve Medreseler bozulur, duraklamayı fırsat bulan dış güçler Osmanlı’nın doğal sınırlara kadar çekilmesini sağlar. Avrupalı devletler Osmanlı’ya karşı tarihte Kutsal İttifak olarak bilinen ittifaklarını oluşturur ve Ticaret yolları yön değiştirir. Ayrıca neredeyse tüm sınırlarda aynı anda gerçekleşen savaşlar da duraklamanın ve sınırların daralmasının nedeni olurlar.

1695 yılıyla beraber iyice gerileme dönemine girilmiş ve 1807 yılına kadar sürmüştür. Bu sürecin hızlanması özellikle isyanlarla gerçekleşmiştir. Her ne kadar iyileştirici düzenlemeler yapılamaya çalışılsa da gerilemeyi durduramamış hatta koskoca imparatorluğun yıkılış sürecine girmesi ve dağılması hiçbir şekilde engellenememiştir. III. Selim’le başlayan süreç 1918-1922 yılları arasında VI. Mehmet Vahdettin’le son bulmuştur. Bu süreç işlerken Anadolu toprakları dört bir yandan Asya ve Avrupa ülkeleri tarafından işgal altına alınmaya başlanmış ve Osmanlı devlet yönetimi etkisiz kılınmıştı.

Ancak, bu işgaller döneminde de Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları ile Türk milletinin Milli Mücadelesi başlamış ve işgal altındaki Anadolu toprakları çoktan kurtarılmaya başlamıştır. Ülkenin dört bir yanındaki düşman güçleri, kahraman Türk Milleti neferlerinin amansız mücadelesi ve azmiyle yurttan kovulmaya başlanmıştır. Dört yıl süren amansız mücadele işte tam da 30 Ağustos 1922’de başlayan Büyük Taarruz, Kurtuluş Savaşı sırasında Türk ordusunun işgalci güçlere son ve kesin darbeyi vurmasını sağlamak ve Anadolu’dan atmak için düşünülüp planlanan gizli bir harekât idi. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 20 Temmuz 1922'deki oturumunda kendisine dördüncü kez olmak üzere Başkomutanlık yetkisi verilen Mustafa Kemal Paşa taarruz kararını haziran ayında almış ve hazırlıkları gizli olarak yürütmüştü. Büyük Taarruz Ağustos'un 26'sını 27'sine bağlayan gece Afyon'da başlamış, Aslıhan civarında kuşatılan düşman birliklerinin Mustafa Kemal Paşa'nın bizzat yönettiği Dumlupınar Meydan Muharebesi'nde imha edilmesi ile Türk ordusunun zaferiyle sonuçlanmıştı.

İşte bu nedenle diyorum ki, 30 Ağustos Zaferi Milli Mücadelenin, Kurtuluş Savaşı’nın ve Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşu için SON NOKTA olmuştur. Bu mücadelelerde yaşamlarını kaybeden tüm şehitlerimizi rahmetle anarken, Şanlı ordumuzun Zafer Bayramını kutluyorum.

Yaşar GELER

 





FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YUKARI