Bugun...



AK Parti’den coşkulu “vefa” iftarı

ADALET ve Kalkınma Parti Ardahan İl Başkanlığı, 24 Haziran seçimi öncesi partililerin bir araya gelmesi amacıyla iftar programı düzenledi. Partiye, kuruluşundan bu yana emek verenlerin davet edildiği iftar programı coşkulu geçti.

facebook-paylas
Güncelleme: 06-06-2018 11:27:05 Tarih: 06-06-2018 11:11

AK Parti’den coşkulu “vefa” iftarı

 

Dinçer AKTEMUR

 

ADALET ve Kalkınma Parti Ardahan İl Başkanlığı, 24 Haziran seçimi öncesi partililerin bir araya gelmesi amacıyla iftar programı düzenledi. Partiye, kuruluşundan bu yana emek verenlerin davet edildiği iftar programı coşkulu geçti.

 

Vefa iftarı olarak adlandırılan iftar programına, Milletvekili Prof. Dr. Orhan Atalay, Belediye Başkanı Faruk Köksoy, Milletvekili adayı Halil İbrahim Dursunoğlu, İl Genel Meclisi Başkanı Taviddin Coşkun, İl Başkanı Mutlu Şanlıtürk, eski İl Başkanı Avukat Yusuf Demirci, ilçe başkanları, ilçe belediye başkanları, il ve ilçe kadın ve gençlik kolları başkanları ile partililer katıldı. Programda, salonu tıklım tıklım dolduran partililer, birlikte iftar açtı. AK Parti’nin kuruluşundan bugüne partide görev alan kadroların tam katılım sağladığı programda, eski İl Başkanı Yunus Baydar’ın yer almaması dikkatlerden kaçmadı.

 

Atalay: “28 Şubat’ta memleket, birden bire zemheri bir kışa mahkum edildi”

 

Burada konuşan Ak Parti’nin mevcut Milletvekili ve 27’nci dönem Milletvekili adayı Prof. Dr. Orhan Atalay, “28 Şubat’ta memleket, birden bire zemheri bir kışa mahkum edildi” diyerek, vaktin Türkiye’nin şahlanma vakti olduğunu söyledi.

 

Atalay daha sonra şöyle konuştu: “2001 yılında kurulup, 2002 yılında iktidar olup, içeriden ve dışarıdan yüzlerce vesayet odaklarına rağmen bugüne kadar iktidarını koruyan, bundan sonra da iktidarını sürdürecek olan bu dava emeksiz olmaz. Bundan dolayı bizim partimizin sıradan bir parti olmadığı, esasen büyük bir dava olduğunu hepimiz biliyoruz. Buna inanmışız, buna iman etmişiz. Niçin, hatırlarsanız, kongre süreçlerinde de AK Parti’nin öncelikle bir itiraz olarak ortaya çıktığını söylemiştik. Büyük itirazlarda bulunduk. Hem yurt içinde, hem de uluslararası düzlemde AK Parti bir itiraz davasıdır demiştik. Biz çok temel itirazlarda bulunduk. Türkiye’de demokrasiyi boğan, başbakanları idam eden, bakanları dar ağaçlarında sallandıran, her akılları estiğinde meclisi kuşatan, seçilmişleri kovan askeri vesayetler vardı, muhtıralar vardı, darbeler vardı. Ve bu darbeler ne yazık ki bizi adalete, özgürlüğe, eşitliğe, refaha, gelişmişliğe hasret bırakmışlardı. Millet adete bir asır boyunca bu askeri vesayetlerin pençesi altında inim inim inlemeye mahkum bırakılmıştı. En sonuncusu 28 Şubat’ı, 28 Şubat’ta memleket, birden bire zemheri bir kışa mahkûm edildi. Siyasi partiler kapatıldı, hükümetler dağıtıldı, başbakanlar indirildi. Apoletliler, senin, benim özgür irademizle seçtiğimiz başbakanları karşılarında terletmeyi adeta bir zevke dönüştürmüşlerdi. Üniversitelerimizin tek bir davası vardı, yasaklar. Bu memleketin en temel kimliği inancıydı ve inancı yasaklıydı. Ekonomi, bir gecede bankalar soyuluyor, büyük büyük, geniş geniş hortumlar kuruluyor, bir gecede memleket adeta ekmeğe muhtaç bırakılıyordu. Yargı, askerler karşısında el pençe divan, yargı mensupları otobüslere bindirilir, Genel Kurmaya götürülür, orada kendilerine brifing verilirdi. İşte, böylesi kötü günlerde, AK Parti kuruldu. Millet, o kadar hasretti ki o söyleme,  bir yıl içerisinde tek başına iktidar oldu.  2002’de iktidar olduk ama 2004’lerde tekrar darbe senaryoları yazıldı. Açıktan veya gizlice aba altından sopalar gösterildi.  2004, 2006, 2007 e muhtıralar, 367 garabetleriyle mücadele ettik. 2010 anayasa değişikliği referandumu yaptık, biraz kontrol altında tuttuk. 2011’de ustalık dönemimiz oldu, ama 2013’te tekrar başladık.  Gezi eylemleri başladı, çünkü Türkiye artık uçma aşamasına gelmiş, devasa projeleri ilan etmişti. Kanal İstanbul, Osmangazi, Yavuz Sultan Selim köprüsü ve üçüncü havalimanı bizim hasımlarımızın uykusunu kaçırmıştı. Türkiye, gerek dünyada, gerekse bölgede çok ciddi bir prestij kazanıyor, ekonomik olarak İMF’ye bağlılıktan kurtuluyor, savunam sanayisinde dışa bağlı olmaktan kurtuluyor, kendi sorunları kendisi çözecek irade ortaya koyuyor. Böyle giderse 10 yıl sonra, 20 yıl sonra Türkiye, dünyaya nizam veren ülkelerle yarışacak hale gelir. Türkiye o hale gelmesin diye gezi eylemleri, 17-25 Aralık, Kobani eylemleri, 15 Temmuz darbe teşebbüsü ve şimdi de döviz ile imtihan edilme teşebbüslerine, darbelere karşı biz milletçe ayaktayız, aşa aşa, kıra kıra, kavga ede ede bu günlere geldik.

 

Türkiye çok zorlu süreçlerden geçti. Kolay değildir. Siz, birinci ve ikinci dünya savaşlarının galiplerinin yönettiği, kendi menfaatlerine göre dizayn ettiği dünya düzenine itirazda bulunacaksınız, dünya beşten büyüktür diyeceksiniz, elbette ki bunun bir faturası olacak. Bunun faturasını, milletçe, devletçe ödemek için elbette ki bir zorlu süreç bizi bekliyordur. Çünkü ya bu mücadeleyi vereceksiniz, ya bu itirazda bulunacaksınız, ya teslim olacaksınız, esaret gömleği giyeceksiniz ve kıyamete kadar esir tutulacaksınız. Biz özür dilemedik, üstüne üstüne gittik, bütün dünya sesimizi duydu. Ve en son Kudüs olaylarında yüzlerce ülke Türkiye’nin haklı olduğunu haykırdı. ABD, üç beş kuruş parayla beslediği ve kendisinden başka kimsenin de adını duymadığı üç beş ülkeyle sınırlı kaldı. Esasında Türkiye, ABD’nin itibarına büyük bir çizik attı, dünyada yalnız bıraktı. Elbette ki bunun da bir bedeli olacaktır. Ama özgürlüğün bedeli daha ağırdır. Özgürlük ise ödenecek bedel ne kadar ağır olursa olsun, daha önemlidir. Biz bağımsızlığı, özgürlüğü seçtik. Tam bağımsız Türkiye idealine biraz daha yaklaştık. Şimdi 16 Nisan referandumuyla biz daha uzaklara koyduğumuz hedeflerimize daha kısa sürede ulaşmak için bir sistem değişikliği gerçekleştirdik. Bunu halkımıza doğru anlattık. Anlatmaya devam edeceğiz. Bunu milletimize iyi anlattık ki milletimiz evet dedi. Şimdi o yepyeni sistemi inşallah 24 Haziran’dan sonra yürürlüğe koyacağız. Bu sistem bizi daha uzak mesafelere, daha hızlı ulaştıracak.

 

Hatırlarsınız, 7 Haziran 2015 seçimlerinden 1 Kasım seçimlerine kadar ülke belirsiz, zayıf bir seçim hükümetiyle idare edilmişti. 90 yılda 65 tane hükümet değiştirmiş, kimi hükümetlerin ömürleri, 15 gün, bir ay, iki ayla sınırlı kalmış bir deneyime sahip bu ülke, tekrar koalisyonlara bırakılamazdı. Bundan dolayı sistemi değiştirdik. Şimdi yeni bir bismillah diyeceğiz. Yeni bir besmele çekeceğiz. Bu besmele inşallah bizim ömrümüz tükenmeden gerçekleşir. Büyük Türkiye’nin artık ayağa kalktığını, büyük Türkiye’nin artık dünyaya nizam veren beş ülkenin yanında yer aldığını ama onların zulmüne ortak değil, onların zulmüne karşı çıkan mazlumların yanında yer alan, fakire fukaraya ekmek olan, aş olan bir Türkiye doğuyor. Bu büyük davanın, büyük Türkiye’nin özleyeniyiz her birimiz. Buna verdiğimiz her bir mücadeleyle büyütüyoruz, yürütüyoruz.  Onun için hiçbir arkadaşımız kendisini hor geride kalmış olarak görmemeli. 2002 öncesiyle 2002 sonrasını mukayese ettiğimizde Türkiye’nin katettiği mesafede her birimizin emeği vardır. Bu emek kutsaldır, itibarlıdır ve her saygıyı hak ediyordur. O yüzden de emeklerinize teşekkür ediyorum, gayretlerinize teşekkür ediyorum. 24 Haziran seçimi önemlidir. Diğer seçimlerden kat be kat önemlidir. 24 Haziran gününe kadar her bir dava arkadaşım gecesini gündüzüne katıp, 24 Haziran akşamında büyük bayramı birlikte kutlamanın heyecanını birlikte yaşayacağız.

 

CHP’nin meydan meydan dolaşıp, bu ülkeye, bu millete, bu dünyaya, bu mazlum coğrafyaya vaad edeceği hiçbir şey yoktur. Sözleri tükenmiştir. Söyleyecekleri tek şey yalan, iftira, alavere, dalaveredir. FETÖ’nün emriyle kurulmuş partilerde buna dahildir. İşte biz, bu oyunu bozarak ak sütün içinde ki ak kılı görecek bir ferasetle nereye doğru yürüyeceğimize karara vermiş dava erleri olarak hedefe kilitlenmek zorundayız. Bizim iddialarımız, sözlerimiz henüz bitmedi, 24 Haziran’dan sonra uygulamaya koyacağımız yeni sistemle sözlerimizi taçlandırmış olacağız.”

 

Köksoy: “Çıktığımız yolda fesatlara ve düşmanlara Allah fırsat vermesin”

 

AK Partili Ardahan Belediye Başkanı Faruk Köksoy da, 24 Haziran seçimlerinin önemine değinerek, bu tarihten sonra Türkiye’ye operasyon yapmak isteyen güçlere gereken cevabın verileceğini belirtti.

 

Köksoy şunları söyledi: “Yine bir seçim dönemi. Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi. İki asırdır Osmanlı’ın çöküşüyle başlayan dönemle birlikte devletimize, cumhuriyet hükümetlerine operasyonlar yapılmaktadır. Evet, Osmanlı’nın çöküş döneminde 19’ncu asırda o zaman İngilizler bu öncülüğü sürdürüyordu. Destekledikleri Yunanlıları Ege’ye çıkarmışlardı. Padişahlarımızı astırdılar, bileklerini kestirdiler. Milletine, devletine, ümmetine hizmet eden Abdulhamit Hanı o makamdan aldırdılar. Cumhuriyet döneminde de operasyonlar devam etti. İdari yapımıza, devlet yapımıza, inancımıza, geleneğimize, birliğimize, kardeşliğimize, vatanımıza bu operasyonlar yapıldı. Bugün ise Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle önemli bir sürece girdik. Geçen yıl referandumda bu sisteme milletimizden büyük bir onay çıktı. Şimdi ise bizzat icraat zamanı. Bu sistemle inancımız odur ki bu operasyonlara artık izin vermeyeceğiz. Bu sistem inşallah Cumhurbaşkanımız liderliğinde Türkiye’yi şaha kaldıracak. Buradan Milletvekilimize, yeniden aday gösterilmesi anlamında teşekkür ediyorum. İkinci sıra adayımıza da Halil İbrahim beye de hayırlı olmasını dileyerek, vakit Ardahan vaktidir, vakit Türkiye vaktidir diyoruz. Allah, çıktığımız bu yolda mahcup etmesin. Fesatlara, düşmanlara fırsat vermesin.”

 

Şanlıtürk: “AK Parti vefalıların partisidir”

 

AK Parti Ardahan İl Başkanı Mutlu Şanlıtürk ise, AK Parti’nin vefa partisi olduğuna değinerek, “AK Parti’yi kuran, AK Parti çınarını toprağa atan, bu çınarı büyüten, el emeği, göz nuru ile partiyi bu günlere getiren siz değerli arkadaşlarımız sevgiyle selamlıyorum. Bir seçim atmosferinde bu partiye emek vermiş, siz değerli büyüklerimizi burada görmek, bize çalışmalarımızda güç ve kuvvet vermektedir. Bu partinin kuruluşunda kimse yokken, sizler vardınız. Birileri bu parti başarılı olur mu, olmaz mı diye düşünürken, sizler insiyatif aldınız, bir adım öne çıktınız. AK Partinin bu günlere gelmesinde çok önemli görevler üstlendiniz. Cumhurbaşkanımız her zaman vefalı olmaktan ev ahdevefadan bahseder. Sadece bahsetmekle de kalmaz, ne kadar vefalı olduğunu her fırsatta gösterir. Herkes bilir ki vefa demek, Recep Tayyip Erdoğan demektir. Bu nedenle AK kadroların en önemli özelliği, bir birlerine vefalı olmalarıdır. Kuruluşundan bu güne partimize hizmet eden, kutsal davanın mimarı olan sizlere teşekkür ediyorum. Kurulduğu 14 Ağustos 2001’den bu güne AK Parti teşkilatlarında görev almış tüm teşkilat mensuplarımıza şükranlarımızı sunuyorum” diye konuştu.

 

Dursunoğlu. “İki milletvekiliyle Ankara’da güçlü oluruz”

 

AK Parti’nin ikinci sıra vekil adayı Halil İbrahim Dursunoğlu da, Ardahan’ı iki milletvekiliyle Ankara’da daha güçlü kılmak istediklerini dile getirdi Dursunoğlu, “Bugün kutlu ve milli bir yürüyüşe başladık. Bizlerde inşallah bu kutlu yürüyüşün öncüleri olacağız. Öncelikle ata toprağında olmanın verdiği mutluluk tarif edilemez. Adaylığım buraya açıklandığında, durup düşündüm ve dedim ki, nerede kalmıştık? Dedem Salim Dursunoğlu’nun geliştirdiği eğitim projelerini, şehit olduktan sonra ben devralacaktım. Dedelerimin Ardahan ekonomisine yön verdiği gibi, ben de katkı sunmak istiyorum. Velakin bunlar, ancak ve ancak sizlerin destekleri ile olur. Her bir seçimin mimarı olan sizlerin desteğiyle inşallah bu seçimde iki milletvekili alacağız. Şunu unutmayalım, biz el ele verirsek, sırt sırta verirsek, aşamayacağımız hiçbir zorluk, geçemeyeceğimiz hiçbir yol yoktur. Bunu Ak Parti hükümeti olarak ispatladık. Bizim Ardahan’da bir iktidar partisi, bir muhalefet partisi milletvekili çıkarma lüksümüz yok. Biz serhat Ardahan’ız.  Yatırımların, iş adamlarının zor geldiği bir memleketiz. Dolayısıyla biz burada iki milletvekili çıkarmak zorundayız. Başka şansımız yok. Sahayı gezenler insanlar soruyor neden iki milletvekili. Çünkü iki milletvekiliyle Ankara’da daha güçlü oluruz. İşte o zaman nasıl yatırım yapılırmış gösteririz herkese. Ardahan’ı hak ettiği konuma getiririz Allah’ın izniyle.  Bu nedenle bizim çok daha fazla çalışmamız lazım. Ardahan bizim için önemli, kıymetli. Bunun için çalışmamız lazım. Ardahan’ı bekleyen şehir değil, beklenen şehir yapabilmek için herkesten daha çok çalışmamız lazım. CHP, çalışmalarına tam gaz verdi. Bizim de durmamamız lazım. Bizim herkesten oy almamız lazım. Her eksime oynamamız gerekiyor artık. Bunun için sizlerin desteğine ihtiyacımız var. Ardahan’ı Türkiye’de hak ettiği konuma getirmek için bütün görevlerimizi yerine getirmemiz gerekmektedir” dedi.

 

Program sonunda partililer, Milletvekili Atalay ve Dursunoğlu’na sevgi gösterisinde bulundu, hatıra fotoğrafı çektirdi.

 

Lütfen, haber ve fotoğrafları, izinsiz ve kaynak göstermeden kullanmayınız..

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 



HABER VİDEOSU















Kaynak: politikardahan.com

Editör: Dinçer AKTEMUR




FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER ARDAHAN Haberleri

YUKARI YUKARI