Bugun...



Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Netanyahu'ya: Sen zalimlerin sesisin

İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’nun Türkiye'ye alçak ifadelerle saldırdığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Netanyahu sen yanlış kapıya vurdun. Erdoğan mazlumların sesidir, sen zalimlerin sesisin, sen devlet terörü estiriyorsun" dedi.

facebook-paylas
Tarih: 24-12-2018 12:26

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Netanyahu'ya: Sen zalimlerin sesisin

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,  Arnavutköy'de düzenlenen toplu açılış töreninde  yaptığı konuşmada, bir Arnavut vatandaşına ithafen Arnavutköy ismini alan bu  bölgenin, zamanla büyüdüğünü ve bugünkü haline aldığını söyledi.

Cumhuriyetin ilk yıllarında 350 haneli bir belde olan Arnavutköy'ün,  bugün 260 bini aşkın nüfusu ve geniş yerleşim alanıyla İstanbul'un en önemli  ilçelerinden biri olduğunu anlatan Erdoğan, sadece son 5 yılda ilçe nüfusunun 60  bin artmasının Arnavutköy potansiyelinin ne kadar yüksek olduğunu gösterdiğini  ifade etti.

Geniş bir alana yayılan İstanbul Hava Limanı, Kanal İstanbul gibi  ülkenin prestij projelerine ev sahipliği yapan bir ilçenin elbette gelişeceğini,  büyüyeceğini ve güzelleşeceğini dile getiren Erdoğan, "Arnavutköy büyüdüğüne göre  belediye hizmetlerinin de buna uygun olması, buna uygun şekilde olması gerekiyor.  Arnavutköy'e kazandırdığımız 415 trilyon lira yatırım bedeli olan 82 kalem eserin  toplu açılış töreni vesilesiyle bir arada bulunuyoruz." dedi.

Belediyenin, 105 trilyonluk yatırımla hem mimari olarak hem kullanım  olarak özenle hazırlanmış bir Arnavutköy yönetim ve hizmet merkezi inşa ettiğini  aktaran Erdoğan, içinde belediye ve meclis birimlerinin, Nuri Pakdil Kültür  Merkezi'nin, kreşin, spor merkezinin, nikah ve düğün salonlarının yer aldığı bu  merkezin, resmi açılışını bugün gerçekleştirdiklerini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avlu 34 Alışveriş Merkezi ve Arnavutköy Kültür  Sanat Merkezi'nin, 85 trilyonluk bir yatırım olarak ilçeye kazandırıldığını  belirterek, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin Arnavutköy'ün ulaşım sorununun  çözümüne katkı sağlayacak çevre yolunu tamamladığını, onun açılışını da bugün  yaptıklarını ifade etti.

İmrahor ve Boğazköy mesire alanları ile Arnavutköy Şehir Parkı'nın,  tüm İstanbul'a hizmet verecek, hemşehrilerin aileleriyle huzur içinde vakit  geçirmelerini sağlayacak alanlar olarak düzenlendiğini aktaran Erdoğan, merhum  İbrahim Çağlar adına yapılan Anadolu İmam Hatip Lisesi'nin resmi açılışını da  yaptıklarını belirtti.

15 Temmuz Şehitleri Meydanı ve katlı otoparkın da belediyenin önemli  yatırımları arasında yer aldığını ifade eden Erdoğan, bunların yanında  mahallelerde çok sayıda meydan, kapalı pazar yeri, park, gençlik ve eğitim  merkezi, hizmet binalarının yapıldığını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplam 82 kalem eserin, Arnavutköy ve  İstanbul'a hayırlı olmasını dileyerek, bu eserlerin şehre kazandırılmasında emeği  geçen belediye başkanı ve ekibine teşekkür etti.

"BELEDİYECİLİK BİZİM İŞİMİZDİR"

"Belediyecilik bizim işimizdir, AK Parti'nin işidir" diye konuşan  Erdoğan, Türkiye'nin son çeyrek asırda yaşadığı büyük dönüşümün, önce  belediyelerde başladığını vurguladı. Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

"Gidelim 20 yıl öncesine, CHP'nin İstanbul'da belediye başkanı olduğu  zamanlara gidelim. Arnavutköy'ün belde olduğu zamanlara gidelim. Neydi buraların  hali? Susuzluğun olduğu zamanları biliyorsunuz değil mi? Çöplerin dağlar gibi  olduğu zamanları biliyorsunuz değil mi? Yolumuz var mıydı? Hatırlayın o günleri.  Ama şimdi adeta otoyol gibi duble yollarımız var. Buralara, durup dururken  gelmedik. Neden? Medeni olmak farklı bir şey ama ne yazık ki bunlar o belde  dönemlerinde kaldılar. Bunlar anlamaz belediyecilikten. Bunlar bizim işimiz.

1994 yılında İstanbul'a büyükşehir belediye başkanı seçildiğimde,  karşımda öyle bir manzara vardı ki inanın bana insan düşmanına bile böyle bir  muameleyi reva görmez. O zaman buralarda doğal gaz var mıydı? Şimdi doğal gaz  var. Mesele bu. Ayşe hanım evde hemen butona basıyor, mutfakta ocaklar yanıyor.  Banyo aynı şekilde. Sıcak suya anında ulaşıyoruz. Kaloriferlerimiz aynı şekilde  yanıyor."

"CHP, YOLSUZLUKTUR. CHP, YOKSULLUKTUR"

Geçmişte çamurdan geçilmeyen bir Arnavutköy ve bir İstanbul'un  olduğunu anlatan Erdoğan, şunları kaydetti:

"İstanbul'un en değerli hazinelerinden biri olan Haliç, adeta balçık  haline dönüşmüştü. Yanından geçerken, burnunuzu tıkamanız gerekiyordu. Gazeteler,  maske dağıtıyordu. Hava kirliliği sebebiyle kış aylarında yaşlılara ve çocuklara  sokağa çıkmama çağrısı yapılıyordu. Ecdadın emaneti tarihi eserler, tarihi  bölgeler kelimenin tam anlamıyla dökülüyordu. Bir kısmı mezbelelik haline  gelmişti. Tüm dünyanın göz bebeği bu güzel şehir, adeta yaşanmaz haldeydi. Peki  tüm bu kötü manzaranın müsebbibi kimdi? Tabii ki bugünkü CHP zihniyetiydi.

CHP, kirliliktir. CHP, susuzluktur. CHP, çöp dağıdır. CHP,  yolsuzluktur. CHP, yoksulluktur. CHP, yasaklardır. Tarihten beri biz bunları  tanırız. Böyle aldık biz ülkemizi ve hamdolsun medeni bir Türkiye, medeni bir  İstanbul bugün varsa, bu sayede var. Bir ülke veya bir şehir en kötü nasıl  yönetilir diye görmek istiyorsanız, açın CHP'nin tarihine bakın. Kötü yönetimin  tüm örneklerini orada bulursunuz."

"FAŞİZM BUNLARIN RUHLARINA, GENLERİNE İŞLEMİŞTİR"

Karşılarında, kendi milletinin değerlerine savaş açmış, kendi  ülkesinin kalkınma ve büyüme hamlelerini kasıtlı olarak sabote etmiş bir parti  olduğunu ifade eden Erdoğan, şunları söyledi:

"Son yıllarda bu sefil geçmişlerini gizlemek için derme çatma  isimleri, ideolojileriyle taban tabana zıt adayları milletimizin karşısına  çıkarmaya başladılar. Ama paslı demir, yaldızlı boyayla boyanmakla altın olmaz.  Milletimiz bu cilanın altında neler olduğunu çok iyi biliyor. Şöyle azıcık bir  kazıyınca CHP'nin gerçek yüzü, çirkef siyaset dili, milli ve manevi değerlerimize  olan kini, hemen ortaya çıkar. Bunlar, ezanımızı Türkçe okutanlar. Bunlar,  ezanımızı hazmedemeyenler.

Bu zihniyet, yıllarca milletimizi çağdaşlık, modernlik, halkçılık  diyerek siyasetin de, hizmetin de en ilkel biçimlerine mahkum etmeye çalıştı.  Milletten yüz bulamadıklarında da darbecilerle, cuntacılarla, içerideki ve  dışarıdaki vesayet odaklarıyla kol kola girip, resmi veya gizli iktidarlarını  zorla devam ettirmek istediler. Her seferinde milletimizden silleyi yemelerine  rağmen, bu arayışlarından hiç vazgeçmediler. Lafa gelince demokratlığı kimseye  bırakmazlar. Aslında faşizm bunların ruhlarına, genlerine işlemiştir."

"CEVAPLARI, ONLARIN SEVİYELERİNE İNMEDEN VERMEYİ SÜRDÜRECEĞİZ"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti'nin geçen 16 yılda girdiği 14 seçim ve  halk oylamasının tamamından zaferle çıkmasının ana muhalefetin muvazenesini iyice  bozduğunu belirterek, "Öyle ki, bir gün bakıyorsunuz millete hakaret ediyorlar,  ertesi gün bakıyorsunuz terör örgütüne methiyeler düzüyorlar. Bir başka gün  ülkelerine gidip yabancılara şikayet ediyorlar. Yerlilikle, millilikle uyuşmayan  ne varsa, Bay Kemal'de var." dedi.

Ana muhalefetin, siyaset dillerinin seviyesini iyice düşürdüğünü ifade  eden Erdoğan, "Genel başkanları başta olmak üzere bunlar hala sefalet içinde  yüzüyorlar. Bunlarla gerçekten ana muhalefetin tüm sözcüleri, edeple, ahlakla,  erdemle, nezaketle, nefasetle uyuşmayacak ifadelerle her gün üzerimize  saldırıyorlar. Bütçe görüşmelerinde yine meşreplerini ve tıynetlerini ortaya  koydular ama unutmayın kötü söz sahibine aittir. Bizim bunların hepsine verecek  cevabımız vardır. Bu cevapları, onların seviyelerine inmeden, hakka, hakikate,  hakkaniyete uygun şekilde gereken platformlarda vermeyi sürdüreceğiz. Halbuki ne  kadar çırpınsalar boştur. Milletimiz bunların notunu vermiş, hesabını da  kapatmıştır. 31 Mart seçimlerinde inşallah bu gerçeği bir kez daha göreceğiz."  dedi.

"ANA MUHALEFET TÜRKİYE'Yİ DENKLEMİN DIŞINA ATMAK İSTİYOR"

Erdoğan, kendi gündemleriyle muhalefetin gündemine bakıldığında kimlerin ülkenin ve milletin  geleceği için gece gündüz çalıştığını, kimlerin de boş işlerle vakit tükettiğinin  zaten görüldüğünü söyledi. Dünyanın, Türkiye'nin insani diplomasiden savunma sanayine kadar geniş  bir alanda ortaya koyduğu başarıları konuştuğunu dile getiren Erdoğan, CHP'nin  dilinin bunların hiçbirini ifade etmeye varmadığını vurguladı.

Erdoğan, Suriye'de gerek sahada gerek diplomaside elde ettikleri  neticelerin herkesçe takdir edildiğini vurgulayarak, "Bir tek ana muhalefet ve  onunla aynı yoldan ilerleyen terör örgütünün güdümündeki parti, feryadı figan ile  karşı çıkıyor. Merhum Cemal Kaşıkçı meselesinin ortaya çıkartılmasında  gösterdiğimiz ahlaki duruş herkes tarafından tebrikle karşılanıyor, sadece  CHP'nin aklına bu konuda tuhaf sorular geliyor. Zira yetişemediği üzüme, bunlar koruk dermiş. Biz yıllardır bölgede ve dünyada Türkiye'siz denklem  kurulamayacağını söylüyoruz ve daha önemlisi bunu temin ediyoruz, ana muhalefet  Türkiye'yi denklemin dışına atmak istiyor. Bay Kemal, yapamayacaksınız." şeklinde  konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 14 seçimde AK Parti'nin bir numara olduğuna  dikkati çekerek, şöyle devam etti: "Sen kaçıncı sıradasın? Ya Batı'da senin gibi olanlar partiyi bırakıp  gidiyor, 'Başaramadım' diyor ama sen nedense yapıştın o koltuğa, oradan  ayrılmıyorsun. Bak şimdi bugün baktım, yol arkadaşlarından bir tanesi diyor ki,  'bir oldu yenildin, iki oldu yenildin, üç oldu yenildin, hala o koltukta  duruyorsun, git' diyor. Diyen kim? Senin yol arkadaşın, genel başkan yardımcın,  aynı şeyi cumhurbaşkanı adayları da demedi mi buna? Bak ne hale geldiler.  Ülkemizin, milletimizin ve kardeşlerimizin çıkarlarını, geleceğini, umutlarını  güçlendirmek için çalışırken, en çok muhalefetin saldırısına maruz kalıyoruz."

PKK'yı yerle yeksan ettiklerini, karşı cevabın CHP'den geldiğini  dile getiren Erdoğan, "FETÖ'ye dünyayı dar ediyoruz, karşı cevap CHP'den geliyor.  Suriye'de ve Irak'ta terör oluşumlarının önünü kesiyoruz, karşı cevap CHP'den  geliyor. Ekonomimize yönelik saldırıları boşa çıkartıyoruz, karşı cevap CHP'den  geliyor. Çeşitli ülkelerle gerilimler yaşıyor veya ittifak ilişkisi kuruyoruz,  her defasında çatlak ses CHP'den geliyor." ifadelerini kullandı.

"ERDOĞAN MAZLUMLARIN SESİDİR, SEN ZALİMLERİN SESİSİN"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün Filistinli mazlum ve mağdurlara sahip  çıkmalarından rahatsız olan  İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Türkiye'ye  en alçak ifadelerle saldırdığını dile getirerek, şöyle devam etti:

"İftiralarla saldırdı. Ne diyor bu Netanyahu denilen adam biliyor  musunuz? Bizi Kıbrıs'ta işgalci olmakla, kadınları ve çocukları katletmekle  suçlayan İsrail Başkanının sanıyorum, herhalde dili sürçtü, herhalde kendilerinin  Filistin'de işgalci olduklarını, Filistin topraklarındaki kadınları, çocukları,  her yaştan on binlerce masum insanı, dünyanın gözü önünde, silahla, bombayla,  tecritle öldürdüğünü söyleyecekti. Netanyahu sen yanlış kapıya vurdun. Erdoğan  mazlumların sesidir, sen zalimlerin sesisin, sen devlet terörü estiriyorsun. Siz  kadınları, çocukları tekmeleyerek, ama yavruları tekmeleyerek, askerinizle,  polisinizle sürükleyerek götürüyorsunuz. Netanyahu, sen zalimsin zalim ve devlet  terörünün başındasın. Bu sadece ve sadece sana uyuyor, Erdoğan'a uymaz."

Erdoğan, Türkiye'nin masumlarla değil, teröristlerle mücadele ettiğini  belirterek, "Bu mücadelenin bedelini de binlerce şehit, on binlerce gazi olarak  40 yıla yakın süredir verdik, veriyoruz." dedi.

Türkiye'de "Kendi gözündeki merteği görmez, başkasının gözündeki  çöpe söz eder" diye bir söz olduğunu hatırlatan Erdoğan, "Şimdi eminim İsrail'in  bu saldırısında verdiğimiz cevaba karşı da CHP cenahından cevap gelecektir. Çünkü  söyleyeyim size, Bay Kemal onların da avukatlığına soyunabilir. " ifadesini  kullandı.

"HİÇ Mİ ÜLKENİN VE MİLLETİN YANINDA YER ALMAYACAKSINIZ?"

"Sizin tek misyonunuz bu ülkeye ve millete karşı muhalefet yapmak mı?"  diye soran Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Hiç mi herhangi bir mücadelesinde bu ülkenin ve milletin yanında yer  almayacaksınız, hiç mi bir konuda yerli ve milli duruş göstermeyeceksiniz, hiç mi  yalansız, iftirasız bir sözünüz, bir siyasetiniz olmayacak, sizin hiç mi hasbi ve  harbi bir işiniz olmayacak? Hep söylüyorum, Türkiye'nin en büyük talihsizliği,  CHP gibi bir ana muhalefet partisine sahip olmasıdır. Kendi ülkesini bırakıp,  Paris sokaklarını karıştıranlara destek olmaya giden bir anlayıştan Türkiye'ye  hayır  gelmez. Üstelik destekledikleri kesimlerin ne dediğinden, ne  istediklerinden bile haberleri yok. Göstericilerin talep listesine baksalar, 3-5  konuyu çıkarttığınızda bizim 16 yıldır Türkiye'de yaptığımız reformları  istedikleri göreceksiniz. Tabi bunların her işi böyle. Sabun köpüğü misali hava  olduğu için, balon olduğu için eminiz Paris'e gittiklerinde de öyle avare avare  dolaşıp geri döndüler."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm hayatları yasakla ve yıkmakla geçmiş olanlardan inşa  edici, yapıcı, ön açıcı siyaset beklemenin beyhude olduğunu dile getirerek, yine  de millet adına umut etmek istediklerini söyledi.

Erdoğan, her şeyin ve muhalefetin de hayırlısını temenni ederek, "Bazı  konular var ki şahsen aslında hiç değinmek istemiyorum. 24 Haziran'da bize oy  veren 26 milyon 330 bin kişiye olan saygımız gereği kendimizi cevap vermek  mecburiyetinde hissediyoruz. CHP'nin yakası rozetli siyasetçilerinin yanı sıra  bir de sanatçı, yazar kılıklı borazanları var. Bu borazanlardan üçü, geçtiğimiz  günlerde CHP'nin resmi yayın organı olan bir televizyonda oturmuşlar, Türkiye ve  benim hakkımda atıp tutmuşlar. Ne mi demişler? Önce 'gergedan nesli' deyip  millete hakaret ederek işe başlamışlar. Sonra 'Her şey sandıkla çözülmez.'  demişler. Hızlarını alamayıp işi iç savaş goygoyculuğuna kadar götürmüşler.  Sorsanız demokratlar, sanatçılar." diye konuştu.

"TOPUNUZ CELLAT OLSANIZ NE YAZAR"

Bu kişilerin milletin iradesine zerre kadar saygıları olmadığını  vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Başka ne demişler? Şayet kendi istedikleri gibi bir demokrasi  uygulaması olmazsa, belki lideri yani beni ayaklarından asarlarmış. Hepiniz,  topunuz cellat olsanız ne yazar. Biz şahadete inanmışız. Biz kaderin üstünde bir  kadere inanmışız ama sizin imanınızda böyle bir şey yok. İmanınız yok ki onu  konuşalım. Bununla yetinmişler. 'Belki mahzenlerde zehirlenerek ölür.' demişler.  O da yetmemiş, 'Belki başka liderlerin yaşadıkları sonu yaşayabilirler.'  demişler. Geçmişteki darbeleri hatırlatıp 'Bakalım darısı kimin başına?'  demişler. Hepsinin sonunda da CHP'nin, aralarında bölücü örgütün güdümündeki  yapının da bulunduğu çeşitli partilerle yaptığı ittifakla destek istemişler."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözleri sarf edenlerin isimlerini vermeyeceğini  belirterek, bu kişilere yargıda gereğinin yapılacağını söyledi. Milleti ve  kendisini tehdit edenleri "sanatçı müsveddesi" olarak niteleyen Erdoğan, bunların  bedelini ödeyeceklerini kaydetti.

Erdoğan, konuyu sonuna kadar kovalayacakları bilgisini vererek,  "Hangisine cevap versek kendimizi onlarla aynı seviyeye alçaltmış oluruz. Sadece  diyorum ki 'CHP budur.' Bunların siyaseti, milli iradeyi küçümsemek, millete  hakaret etmektir. Bunların karakteri, milletin inancına, değerlerine ve  seçtiklerine düşmanlık yapmaktır. Milletin oyuyla iş başına gelen bir  Cumhurbaşkanını asmakla, zehirlemekle, darbeyle tehdit edecek kadar alçalan bu  zihniyete verilecek en iyi ders, onları sandığa gömmektir." değerlendirmesinde  bulundu.

Vatandaşlardan 31 Mart'taki yerel seçimlerde destek isteyen Erdoğan,  herkesin kapı kapı dolaşarak çalışması gerektiğini ifade etti.

Erdoğan, vatandaşlara "Hastalıklı CHP zihniyetini 31 Mart'ta sandığa  gömüyor muyuz?" diye sorarak, şunları kaydetti: "Bu demokrasi ve milli irade düşmanlarını tarihin tozlu sayfalarına  havale ediyor muyuz? Bu asma, zehirleme ve darbe heveslilerinin kökünü sandıkta  kurutuyor muyuz? Bu terörist aşıklarının, terör örgütü müritlerinin defterini, 31  Mart'ta hep birlikte dürüyor muyuz? Türkiye'nin demokrasisine ve ekonomisine  musallat olan bu haşerelerden 31 Mart'ta bir bahar temizliğiyle kurtuluyor muyuz?  Kendilerini bu şehrin kaymak tabakası sananlara aslında ne olduklarını 31 Mart'ta  gösteriyor muyuz? İşte Türk milleti, Türkiye, İstanbul ve Arnavutköy budur."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının sonunda vatandaşlarla "Beraber  yürüdük biz yollarda" şarkısının sözlerini tekrarladı.

NOTLAR

Açılış töreninde Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, AK Parti Genel Başkan  Yardımcıları Hayati Yazıcı ile Fatma Betül Sayan Kaya, Arnavutköy Belediye  Başkanı Ahmet Haşim Baltacı, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya ve İstanbul Büyükşehir  Belediye Başkanı Mevlüt Uysal eşlik etti.

Belediye Başkanı Baltacı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a tablo  takdim etti.




Kaynak: www.milliyet.com




Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER Haberleri

YUKARI YUKARI