Külliye’de yapılan Kabine Toplantısı’nın ardından konuşan Kalın, şunları kaydetti:

ZFİYET OLMAYACAK: 14 Aralık’ta yapılan görüşme bütün sürecin seyrini değiştiren önemli bir karara vesile olmuştur. 18 Aralık’ta da ABD’nin Suriye’den çekilme süreci başlamış bulunmaktadır. Bu, sahadaki birçok dengenin yeniden değerlendirilmesini, yeni unsurların müzakeresinin yapılmasını da zorunlu kılmaktadır. Bu çerçevede sayın Cumhurbaşkanımızın dün akşam Sayın Trump ile yaptığı telefon görüşmesinde de bu konular etraflıca ele alınmıştır. Özellikle DEAŞ ile mücadelede herhangi bir zaafiyetin olmayacağının altını çizmek isteriz.

AMERİKAN ASKERİ HEYETİ BU HAFTA GELİYOR: (ABD’nin Suriye’den çekilme kararı/İlk operasyon Münbiç’e mi olacak?) Bu hafta bir Amerikan askeri heyeti Türkiye’ye gelecek; Türk mevkidaşlarıyla konunun koordinasyonunu konuşacaklar. Son iki telefon görüşmesinde, Cumhurbaşkanımızın ve Sayın Trump’ın mutabık kaldığı konu, bu koordinasyonun çok hızlı bir şekilde başlatılması yönünde. Çekilme planının koordinasyonu yapılırken, sahada bir boşluk olmaması için Cumhurbaşkanımız, gerekli talimatları, Milli Savunma Bakanlığımıza, TSK’ya, MİT’e vermiş durumdadır. Çekilme planı çerçevesinde bunun nasıl şekilleneceğini, bu hafta yapılacak koordinasyon toplantılarında ele alınacak.

ASKERİ BİRİMLE SINIRLI DEĞİL: Koordinasyon, sadece askeri birimlerle sınırlı değil; dışişleri, istihbarat var. Ama şu anda ilk planlanan, askerler arasında yapılacak koordinasyon çünkü çekilme süreci başlıyor. Çekilme devam ederken, ki bu bizim desteklediğimiz bir siyasi karardır, geride ne bırakılacağı, verilen silahların toplanıp toplanmayacağı gibi konular da bu müzakerelerin konusu olacak.

TARİHİ GÖRÜŞME: (14 Aralık Erdoğan-Trump telefon görüşmesi) Tarihi bir görüşmeydi. Sayın Cumhurbaşkanımızın birçok kere söylediği hususun artık siyasi direktif haline gelmiş olması son derece önemliydi. Cumhurbaşkanımız şunu açık net bir şekilde söyledi: ‘DEAŞ’ı yenmek için Türkiye ve ABD olarak PYD-YPG terör örgütüne ihtiyacımız yok. Bunu biz yapabiliriz.’ Bu teklif yeni değil ama ilk defa karşılık buldu.

TAKVİMİ GÖRECEĞİZ: (ABD’nin çekilme süreciyle ilgili takvim) ABD’liler 30-60, 60-100 gün gibi rakamlar telafuz ettiler. Bunu göreceğiz.

TRUMP 2019’DA TÜRKİYE’YE GELECEK: (Trump ile yüz yüze görüşme planlanıyor mu?) Sayın Trump ile Sayın Cumhurbaşkanımızın yüz yüze görüşmesi, birkaç ay içinde planlanmıyor fakat Cumhurbaşkanımız son telefon görüşmesinde Trump’ı Türkiye’ye davet etti. O da memnuniyetle 2019 yılı içinde Türkiye’ye bir ziyaret yapacağını ifade etti. Trump, göreve geldiğinden beri Türkiye ile iyi ilişkiler geliştirmek isteyen bir lider; bunun için gayret sarfetti. Fakat Obama döneminden devralınan politikalar ve ekipler, eski yaklaşımın devamı için epey baskı yaptı. Trump’ın bu kararında Cumhurbaşkanımızın konuyu ısrarla her görüşmede dile getirmesi, argümanlarını açıkça ortaya koyması etkili olmuştur.

DÜNYAYI DAR EDERİZ: (İdlib/Lavrov’un açıklaması)  Biz bu mutabakatı İdlib anlaşması çerçevesinde daha önce Rusya ve İran ile yapmıştık. Şimdi onlar, Suriye rejimi ile yürüttükleri müzakerenin tamamlandığını ilan etmiş oluyorlar. Bizim askerlerimiz zaten oradalar. Şu ana kadar bir saldırı, sıkıntı söz konusu olmadı. Her tür tedbiri almış durumdayız. Rejimin, bizim askerimize dönük böyle bir şeye cesaret etmesi söz konusu bile olamaz. Bizim askerimize dönük herhangi bir saldırı, halinde dünyayı onların başlarına dar ederiz. Bunu da bildikleri için ayrıca İdlib Anlaşması çerçevesinde de böyle bir şeyin söz konusu olmayacağını bir defa daha kayda geçirmek isterim

RUSYA İLE İLK TEMASLAR KURULDU: (Rusya ile koordinasyon) Şu anda da İdlib için yapılıyor. Takvim önümüzdeki gün ve haftalarda şekillenecek. Ama ilk temaslar kuruldu.

'Hoşgörülemez'

Kalın, sanatçılar Müjdat Gezen ve Metin Akpınar hakkında açılan soruşturma ile ilgili “Bunların eleştiri veya mizah adı altında hoşgörülmesi söz konusu değil. Maksat bu olmuş olsa bile, bu böyle ifade edilmez. ‘Birini ayağından asarlar, belki mahzenlerde zehirlenerek ölür’ gibi ifadeler... Keşke bu kişiler, çocukluğumuzun o masumiyet dönemlerinde filmlerde hatırladığımız kahramanlar olarak kalsalardı. Keşke sanatçılıkla uzaktan yakından ilgisi olmayan lafları söylemeselerdi” dedi.